Sesi ve görünümü ile oldukça korkutucu bir canlı olan çıngıraklı yılan, çok ilginç bir avlanma tekniğine sahiptir. Yılanın başının ön kısmındaki yüz çukurlarında bulunan ısı algılayıcılar, çevresindeki avın vücut sıcaklığının neden olduğu infrared ışınını saptar. Bu saptama ortam sıcaklığındaki 1/300'lük bir derece artışını tespit edebilecek kadar hassastır. Yılan, bir yandan da koku alma organı olan çatal diliyle sürekli etrafını tarar. Bu iki özelliği sayesinde, koyu karanlıkta yarım metre ilerisinde yere çömelmiş hareketsiz bir sincabı fark edebilir. Avının yerini hatasız tespit eden yılan önce ona sessizce sokulur ve saldırı mesafesine girer,ardından boynunu yay gibi gerer ve avının üzerine büyük bir hızla atılır. Bu sırada 180 derece açılabilen güçlü çenesindeki dişlerini avına geçirmiştir bile.
Tüm bunlar bir otomobilin yarım saniye içinde sıfır hızdan 90km/sa hıza erişmesine eşdeğer süratta olup biter. Yılanın, avını etkisiz hale getirmek için kullandığı en büyük silahı olan '' zehir dişleri'' nin uzunluğu 4 cm kadardır. Bu dişlerin içi oyuktur ve zehir bezlerine bağlıdır. Bez kasları yılanın ısırdığı anda büzülür ve zehiri önce diş kanalına, oradan da avının cilt altına basınçla püskürtür. Yılan zehri ya merkezi sinir sitemini felce uğratır ya da kanı pıhtılaştırarak ölüme neden olur.Bazı yılanların 0.28 gramlık zehiri,125.000 fareyi öldürecek kadar güçlüdür. Zehir, avın yılana bir zarar vermesini engelleyecek kadar çabuk etki eder. Artık yılanın yapacağı iş, felç geçiren avını son derece esnek olan ağzıyla yutmaktır. Yılanın zehirli oluşu herkesçe bilinen bir konu olduğundan, hemen hiç kimse bunun nasıl olduğunu düşünmez. Sonuca değil nedene odaklanmalıyız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder