20 Mart 2013 Çarşamba

Deve Hörgücü Ne İşe Yarar?

      Devenin   ana  yurdu  Kuzey  Amerika'dır.  Tarih  içinde  oradan  Güney  Amerika  ve  Asya'ya  yayılmış, Kuzey  Amerika  kıtasında  ise  zamanla  yok  olmuştur.Güney  Amerika'daki  lama, alpaka (bir  cins  koyun) ,guanako (lamanın  irisi) gibi  hayvanlar  devenin  akrabaları  sayılabilirler.

       Yaşadıkları  kum  fırtınalarına  ve  diğer  olumsuz  şartlara  uyabilmek  için  iki  sıra  koruyucu  kirpikleri  ve  tüylü  kulak  delikleri  oluşmuş, burun   deliklerini  açıp  kapayabilme,  çok  uzaktan  görebilme  ve koku  alabilme  yeteneklerine  sahip olmuşlardır.

       Develerin  tek  hörgüçlülerine  Arap  devesi,  çift  hörgüçlülerine  ise  Baktriane  devesi  adı  verilir. Genelde  develerin  hörgüçlerinde  su  olduğuna, bu sayede  çöllerde  uzun  süreli  yolculuklara  bu  kadar  dayanıklı  olduklarına  inanılır ama  gerçek  bu  değildir.  Öyle  olsaydı  deve  vücudundan  su  tükettikçe  hörgücünün  de  bir  balon  gibi  sönüp  inmesi  gerekirdi.

       Develerin  hörgüçlerinde  sadece  yağ  bulunur.  Burası  30-35  kilogramlık   bir  yağ  deposudur.  Genellikle  bir  çok  hayvan  ileride  enerji  kaynağı  olarak  kullanmak  üzere   vücudunda  yağ  depolar  ama  develer  bunu  hörgüçlerinde  yaparlar.  Hörgücün  bir  ikinci  işlevi  de  deveyi  çölün  kızgın  güneşinden  korumasıdır.

       Develer  zaten  çölde  suya  az  gereksinim  duyarlar. 40  dereceyi  bulan  sıcaklıklarda  iki  haftaya  yakın  susuz  kalabilirler.  Burun  mukozaları  insana  göre  100  kat  daha  büyüktür.  Bu  sayede  nefes  verirken  havada  bulunana  nemin  2/3'sini   geri  kazanabilirler.

       Bir  devenin  vücudundaki  toplam  suyun  %22'sinin  kaybı  halinde  karnı  çekilir, kasları   büzüşür ama bu onun  performansını  çok  etkilemez.  Buna  karşın  bir  insan  vücudundaki  suyun  %5'ini  kaybedince  görme  duyusunda  azalma  başlar,%12'sini  kaybedince  de  ölebilir.

        Develerin  susuzluğa  dayanıklı  olmalarının  nedeni  su  kayıplarının  büyük  bir  kısmının  dokulardaki  sudan  olması,  kandaki  suyun  pek  etkilenmemesidir. Ancak  bütün  bu  özelliklere  rağmen  susuzluğa  dayanma  rekoru  develerde  değil,  farelerdedir. Bu  konuda  zürafa  da  her  ikisiyle  yarışabilir.

        Develerin  başka  bir  özelliği  ise kedi ve  zürafa gibi  hayvanlar  gibi  önce  sağ  taraftaki  ön  ve  arka  ayaklarını,  sonra  sol  taraftaki  ayakları  atarak  yürürler.  Yani  sol-sağ  şeklinde  değil  sol-sol, sağ,-sağ  şeklinde  yürürler.  Hatta aruz  vezninin  ritminin  Arap  yarımadasındaki  develerin  yürüyüşlerindeki  ritimden  doğduğu  rivayet  edilir.

Hiç yorum yok: